Catch Me İf You Can Film Analizi
Herkese selam!
Catch Me İf You Can filminin analizini yapacağım bugün! Steven Spielberg'in yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerini Tom Hanks ve Leonardo Di Caprio paylaşıyor. Film, 19 yaşında dahi olmayan Frank Abagnale Jr.'ın, , Pan American World havayolu şirketinde pilot, Georgia'da doktor ve Louisiana'da savcı kılığına bürünerek milyonlarca dolarlık çek sahtekârlığını nasıl yaptığını konu ediniyor.
Biyografik tarzdaki film için Frank Abagnale Jr.'ın yorumu şu;
"Hollywood'un öyküleri değiştirdiğini biliyordum fakat Steven Spielberg, Leonardo DiCaprio ve Tom Hanks'in benim esin kaynağı olduğum bir filmde yer almaları beni gerçekten onurlandırdı. Anlaşılması gereken önemli nokta şu ki, bu bir filmden ziyade aynı zamanda biyografik bir belgesel."
Steven ise filmle ilgili yaptığı röportajlarda şunu belirtmekte (birçok siteden derlenerek çevrilmiştir);
"Ben lise öğrencileriyle ilgili birçok film yaptım, biliyorsun, ve bu yüzden bunu profesyonellerin nasıl yaptığını bilmenin en iyi yolu olarak, Universal'a hayallerimi gerçekleştirmek için gittim. Oysa Frank Abagnale 'in Catch Me İf You Can'de yaptığı onca şey, onun küstahlıklarından nasıl kaçtığını konu edinmekte. Yani o, takip ediliyor. Ben de takipçisi oldum. Ben ne yaptıysam bu yüzden yaptım."
Film Spielberg'i etkilemeyi başarmıştı. Peki oyuncuları da etkilemeyi başaracak mıydı? Leonardo senaryoyu okumuştu ve Frank olmaya karar vermişti. Fakat Carl için oyuncu seçmek zordu. Spielberg bu süreci şöyle anlatıyor;
"Tom senaryo örneğini okudu ve beni, Walter Parkes'ı ve yapımcıyı arayarak "Bu filmde olabilir miyim? Sizce Steven benim bir FBI karakterini oynamama izin verir mi? Ben gerçekten bu adamın kim olduğunu biliyorum." Ve sonra Tom beni aradı ve "ben burada tıpkı korna gibi olabilir miyim?" dedi. Ve sadece Aman Tanrım dedim. Bu da ne demek? Tom sonra Leo'yu aramış. Yani kısaca Tom, böyle mütavazi ve güzel bir şekilde projeye kendini dahil etti."
İsterseniz şimdi Tom'un kendisini davet ettirdiği bu filme göz atalım.
Frank Abagnale Jr. babası Frank Abagnale Sr. ve Fransız annesi ile New York'ta hayatını sürdüren 15 yaşında bir gençtir. Başlarda her şey onlar için mükemmeldir. Güzel bir ev, mutlu bir çift ve iyi bir maddi durumları vardır. Fakat gelir vergisi sahtekarlığı suçundan dolayı Frank Abagnale Sr.'ın banka hesaplarına el konulur.
Catch Me İf You Can filminin analizini yapacağım bugün! Steven Spielberg'in yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerini Tom Hanks ve Leonardo Di Caprio paylaşıyor. Film, 19 yaşında dahi olmayan Frank Abagnale Jr.'ın, , Pan American World havayolu şirketinde pilot, Georgia'da doktor ve Louisiana'da savcı kılığına bürünerek milyonlarca dolarlık çek sahtekârlığını nasıl yaptığını konu ediniyor.
Biyografik tarzdaki film için Frank Abagnale Jr.'ın yorumu şu;
"Hollywood'un öyküleri değiştirdiğini biliyordum fakat Steven Spielberg, Leonardo DiCaprio ve Tom Hanks'in benim esin kaynağı olduğum bir filmde yer almaları beni gerçekten onurlandırdı. Anlaşılması gereken önemli nokta şu ki, bu bir filmden ziyade aynı zamanda biyografik bir belgesel."
Steven ise filmle ilgili yaptığı röportajlarda şunu belirtmekte (birçok siteden derlenerek çevrilmiştir);
"Ben lise öğrencileriyle ilgili birçok film yaptım, biliyorsun, ve bu yüzden bunu profesyonellerin nasıl yaptığını bilmenin en iyi yolu olarak, Universal'a hayallerimi gerçekleştirmek için gittim. Oysa Frank Abagnale 'in Catch Me İf You Can'de yaptığı onca şey, onun küstahlıklarından nasıl kaçtığını konu edinmekte. Yani o, takip ediliyor. Ben de takipçisi oldum. Ben ne yaptıysam bu yüzden yaptım."
Film Spielberg'i etkilemeyi başarmıştı. Peki oyuncuları da etkilemeyi başaracak mıydı? Leonardo senaryoyu okumuştu ve Frank olmaya karar vermişti. Fakat Carl için oyuncu seçmek zordu. Spielberg bu süreci şöyle anlatıyor;
"Tom senaryo örneğini okudu ve beni, Walter Parkes'ı ve yapımcıyı arayarak "Bu filmde olabilir miyim? Sizce Steven benim bir FBI karakterini oynamama izin verir mi? Ben gerçekten bu adamın kim olduğunu biliyorum." Ve sonra Tom beni aradı ve "ben burada tıpkı korna gibi olabilir miyim?" dedi. Ve sadece Aman Tanrım dedim. Bu da ne demek? Tom sonra Leo'yu aramış. Yani kısaca Tom, böyle mütavazi ve güzel bir şekilde projeye kendini dahil etti."
İsterseniz şimdi Tom'un kendisini davet ettirdiği bu filme göz atalım.
Frank Abagnale Jr. babası Frank Abagnale Sr. ve Fransız annesi ile New York'ta hayatını sürdüren 15 yaşında bir gençtir. Başlarda her şey onlar için mükemmeldir. Güzel bir ev, mutlu bir çift ve iyi bir maddi durumları vardır. Fakat gelir vergisi sahtekarlığı suçundan dolayı Frank Abagnale Sr.'ın banka hesaplarına el konulur.
Bu yüzden küçük bir eve taşınmak zorunda kalırlar. Bu sırada Paula, kocasının
yakın bir arkadaşı olan Jack Barnes ile kaçamak bir ilişki yaşamaktadır. Frank
ise yeni başladığı okulda sözde Fransızca öğretmenliği yapmaktadır. Fakat bu
kısa süre sonra müdür tarafından fark edilir. Çünkü Frank, Fransızca öğretmeni
olarak veli toplantısı bile düzenlemiştir.
Bir gün eve geldiğinde annesinin odasından Jack Barnes'ın çıktığını görür ve
neler olduğunu anlayınca annesine sinirlenir. Fakat bu durumu babasına
söylemez. Birkaç gün sonra ise aynı odada iki avukat, onun velayet için karar
vermesini istemektedirler. Dolayısıyla Frank bunlara dayanamaz ve evden kaçar.
Beş parasız evden kaçtığı için yasadışı işlere girer. Frank'ın ilk yasadışı işi pilotluktur.PanAm'de yasadışı pilotluk yapmaya başlar. Ve bu esnada kendisine sahte çekler yapar ve bunu bozdurarak milyarlar kazanır. Ayrıca sadece PanAm'de değil, diğer havayolu şirketlerinde de sahte pilotluk yapmaktadır. Bankalar artık onu tanımaktadırlar ve çeklerin sahte olduğu anlamadıkları için ona istediği parayı vermektedirler.
Beş parasız evden kaçtığı için yasadışı işlere girer. Frank'ın ilk yasadışı işi pilotluktur.PanAm'de yasadışı pilotluk yapmaya başlar. Ve bu esnada kendisine sahte çekler yapar ve bunu bozdurarak milyarlar kazanır. Ayrıca sadece PanAm'de değil, diğer havayolu şirketlerinde de sahte pilotluk yapmaktadır. Bankalar artık onu tanımaktadırlar ve çeklerin sahte olduğu anlamadıkları için ona istediği parayı vermektedirler.
Bu esnada Carl Hanratty ile tanışıyoruz. Bu adam bir FBI ajanıdır. Carl, Frank
hakkında çok az şey bilmektedir ama yine de onun peşine düşer. Hatta bir otel
odasında karşılaşırlar. Frank kendisini Gizli Servis'ten Barry Allen olarak
tanıtır ve Carl'ı kandırmayı başarır. Carl bu duruma sinirlenir. Ancak en
azından şimdi Frank'in neye benzediğini biliyordur. Buna rağmen üslerinden
uyarı alır.
Frank, Carl'ı yılbaşında arar ve özür dilemek istediğini söyler. Fakat Carl
artık aptal duruma düşmeyeceğini biliyordur. Fakat sonra Frank'in kendisini
arayacak başka kimsesi olmadığı için aradığını anlar ve onunla dalga geçer.
Frank telefonu Carl'ın yüzüne kapatır. Carl araştırmaya devam eder. Ve Barry
Allen'ın Flash dergisindeki "Flash"in diğer adının olduğunu öğrenir.
Bu sayede Frank'in daha çocuk yaşta olduğunu anlar.
Frank çok hızlı yer değiştirmeye başlar ve Georgia'ya gelip hastanede doktor olarak çalışmaya başlar. Kendisne sahte bir üniversite diploması yapar. Burada Brenda ile tanışır.
Frank çok hızlı yer değiştirmeye başlar ve Georgia'ya gelip hastanede doktor olarak çalışmaya başlar. Kendisne sahte bir üniversite diploması yapar. Burada Brenda ile tanışır.
Kısa zaman sonra Brenda ile arasındaki ilişki nişanlılığa kadar gider. Brenda'nın babası Berkeley mezunu bir avukattır. Frank onunla tanışır. Ve bir avukat olduğunu söyler. Kısa süre sonra da büroda çalışmaya başlar ve baro sınavını geçer.
Nişan töreninin olduğu gün Carl nerede olduklarını bulmuştur ve eve ekibiyle
birlikte gelir. Brenda ile üst kata çıkarlar. Frank kaçış planını Brenda'ya
anlatır ve kendisiyle iki gün sonra havaalanında buluşmasını ister, ayrılırlar.
İki gün sonra Frank arabasıyla havaalanının önüne gelir. Brenda buluşacaklarını
Carl'a söylemiştir. Frank hüsrana uğrar.
Ve Frank pilotluğa tekrar geri döner. Amacı Avrupa'ya kaçmaktır ama
havaalanını bir sürü FBI ajanı sarmıştır. Bu nedenle bir liseye PanAm'den gelen
konuşmacı olarak katılır ve kendine sekiz kızdan oluşan bir ekip kurar. Sekiz
kız önde, o ortalarında uçağa binmeyi başarır ve Avrupa'ya kaçar.
Carl sahte çekleri bilen birine götürür ve çeklerin Fransa'da basıldığını
öğrenir. Amiri izin vermese de Fransa'ya gider ve Frank'i bulur.
Frank, Fransız polisi tarafından götürülür. Carl onu Amerika'ya götüreceğine
söz verir. Ve sözünü de tutar. Uçakla Amerika'ya giderler. Yolculuk esnasında
Carl, Frank'e nasıl baro sınavını geçtiğini sorar. Frank ise yalnızca
"iki hafta boyunca çalıştım" der. Frank tuvalete gideceğini
söyleyerek ayağı kalkar. Carl kapıyı çalmasına rağmen açmayınca kapıyı
kırarlar. Frank iniş takımlarından atlayarak kaçmayı başarmıştır. Gittiği yer
ise annesinin evidir. Annesi Jack Barnes ile evlenmiş, bir kızı olmuştur. En sonunda
kendi isteğiyle teslim olmuştur.
Frank'ı hapishane günlerinde Carl ziyarete gelmiştir. Ve ona FBI'da "çek sahtekarlığı" bölümünde çalışması için teklif götürür. Frank kabul eder ve FBI'da çalışmaya başlar.
Fakat Frank kısa süre sonra bu tutsaklıktan sıkılıp tekrar pilotluğa geri dönmüştür. Carl onu uçağa giderken yakalar ve konuşurlar. Fakat onu tutuklamaz. Çünkü onun Pazartesi günü işe döneceğini biliyordur.
Frank'ı hapishane günlerinde Carl ziyarete gelmiştir. Ve ona FBI'da "çek sahtekarlığı" bölümünde çalışması için teklif götürür. Frank kabul eder ve FBI'da çalışmaya başlar.
Fakat Frank kısa süre sonra bu tutsaklıktan sıkılıp tekrar pilotluğa geri dönmüştür. Carl onu uçağa giderken yakalar ve konuşurlar. Fakat onu tutuklamaz. Çünkü onun Pazartesi günü işe döneceğini biliyordur.
Nihayetinde Frank Pazartesi günü gecikerek de olsa işe döner. Filmin
bitişinde ekranda akan yazıda, Carl ve Frank'in çok iyi arkadaş olduklarını,
Frank'in birçok davayı çözüp milyarder olduğunu öğreniriz.
Film her ayrıntısıyla eğlenceli, akıcı ve güzel bir film. İzlemenizi
tavsiye ederim. Bu da "Akıl Oyunları" filminde söylediğim gibi
oyunculuklar için bile izlenmesi gereken filmler arasında. Şimdiden iyi
seyirler! :)
Benim Film Puanım:
8.0/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder